29 Mart 2012 Perşembe

Yarım Kalp

Hasret : Yarım kalple nasıl yaşarmış insan? Alihan: Öteki yarısını bulabileceği umuduyla...

27 Ekim 2011 Perşembe

Yağmur damlalarının sesleri öyle doldurmuştu ki kulaklarımı, Bir anlığına kesilse boşlukta hissedecektim. Bu kez öncekiler gibi değildim. Bunaltıyla bunaklaşmış gibi hissetmekten çok, Umutla dolu olmaktan bunalmış gibiydim. Dirilmek istiyordum. Bazen de ne hissettiğimi unutuyordum. Sonsuzcasına ağlamak ve aşık olmak istenciyle midemdeki doluluğu düşünüyordum. Müthiş bir ifade isteği vardı orada, Müthiş bir kusma isteği. Söylemek istiyordum sadece. Ağızlar dolusu söylemek, sayfalar dolusu yazmak. Sözcükler dolusu sevmek. Koklamak. Benim midemde çakan şimşekleri gökyüzü ağlıyordu. Koştum. Ayaklar dolusu koştum. Haykırdım. Haykırdım, koştum. Açtım ellerimi, Dokundum yağmur damlalarına. Ellerimden verdim seni onlara. Sakladım seni yağmura. Çıkardım şarap şişesini, tuttum. Sakladım seni. Bende geliyorum yanına. Sıkışmazsın, korkma. Düşünme. Boşver, bir şişenin içinde yaşarız birlikte. 26.10.2011

17 Eylül 2011 Cumartesi

Neden kendin bulmuyorsun ?

Bir kıza hoş şeyler yazmak istiyorum şimdi ama o kız yok algı alanımda. O yüzden bende birkaç kıza şuan onlara ne yapmak istediğimi anlatan cümleler yazacağım. İsim vermeden. Seni ilk gördüğümde seni rezil eden uzun bir konuşma yapacağım. Seni bir daha görmek pek istemiyor gibiyim, görsem de pek umursayacağımı sanmıyorum. Benim gibi sosyopat olduğunu düşünüyorum bazen, bazense seni çok büyüttüğümü. Bence ikisi de. Senin saçlarını sen biriyle konuşurken arkadan yaklaşıp çekmek istiyorum. Seni ise daha çok tanımalıyım. Aramızda bir şeyler olmalı. Sana gelince, seninle de muhattap olmak istemiyorum. Benimle arkadaş olabilmiş olman bile bir mucize. Ki bu da benim salaklığımdır.

16 Eylül 2011 Cuma

Blö blö ba babobigibi

Şeytan gözlü kızla sevişmek.

Kara kara kara kara kara ak arak karanlık.

Porno.

16 Mayıs 2011 Pazartesi

Ve Gider...

Paltosunu giymiş,sinirli,kendine hakim olamadan ayakkabılarını hızla giymeye çalışıyordu. Giyemeyince üstüne basmaya karar verdi. Hemen gitmek istiyordu, yani gitmek zorundaydı. O öyle düşünmek istiyordu. Mecburdu. Ben istemiyordum ama. "En azından nereye gittiğini söyle" dedim. Bana baktı. Burnundan nefes verdi. Neden hep sonbaharda olurdu ki bu zaten. Yada ayrılıkların olduğu her ay sonbahardı. Romantik gelirdi değil mi insana? Sonbaharda terkedilmek. Eğer yaşıyorsan hiçte öyle değil. Terkedeilen yada terkeden sensen. Bunun sonbahar olup olmaması iki tarafında umrumda olmuyor. Benim yerimde olsaydınız üstüne yürür "Dur" derdiniz ona değil mi? Kolundan çekerdiniz, kapıyı kilitlerdiniz. Ama yok işte, öyle olmuyor. Sadece izleyebiliyorsunuz. O kadar güzel bir bayan, o kadar güzel terkediyor ki sizi, hayran hayran izleyebiliyorsunuz sadece. Kendinize kızamıyorsunuz bile. "Ne bok yaptım ben?" diye soramıyorsunuz.

Bir süre sonra onun gideceğine değilde, umutsuz kaldığım zaman kimin gözlerine bakacağımı merak edip üzülüyorum. Kendimden geçmiş, düşüncelerin ve daktilo seslerinin arasında insanlığımdan şüphe ederken, gecenin köründe kimin bana bir bardak su getireceğini merak ediyorum. En ağır bunalımlarımı bir el tutuşuyla bitirebilecek güce sahip kişinin yeniden kim olacağını merak ediyorum.
Merak edecek birşey yok aslında. Merak, sadece düşünmeye korktuklarıma verdiğim isim. Gidiyor işte. Bu kadar resim geçti gözümün önünden ve o hala gidemedi. Çok çabalıyor eminim. Hemen gitmek istiyor. Burası onun evi değilmiş gibi hissediyor. Sinirinden ağlayamıyor. Hırsından. Sadece kaşlarını gözlerine gömmüş bana bakıyor. O bir anlık bakışla epey bir küfür yemiş oluyorum.

Sonunda çıktı kapıdan. Takip ediyorum bende onu. İçim sıkılıyor. Hiçbirşey diyemiyorum. Koşuyorum. Koşuyorum. Düşüyorum. Koşuyorum. Tutuyorum onu. "Seni sokakta bulmuş biri gibi davranıyorum bak. Tamam mı?" Yüzüme tükürüyor. Koşuyor. Koşuyor. Düşmüyor. Koşuyor.

3 Mayıs 2011 Salı

Yoksul

Ne güvenebileceğim ilaçlar var artık,

Ne de ağlamayı deneyebileceğim omuzlar.

Unutamamak

Onun siyah montunu çıkarıp boynuna bağlamak.
Ondan nefret etmek.
Onun gözlerine bakmak.
Daha fazla aşık olmak.
Ona zarar vermek istemek.
Ona zarar vermek.
Çırpınışını izlemek.
İzlemekten zevk almak.
İzlemekten zevk almaktan korkmak.
Yeniden aşık olmak.
Aşık kalmak.
Aşkı unutmaya çalışmak.
Unutamamak.